Aklıyla, bilgisiyle, eğitimiyle, metoduyla modern ve objektif bir tarihçi; bildiğini cesurca söylemekten başka lüksü olmayan bir ilim adamı; tavrı ve davranışıyla nazik bir beyefendi; duygularıyla, gönlüyle müspet bir milliyetçi; düşüncesiyle, fikriyatıyla iyi bir entelektüel olan değerli hocam Prof. Dr Ercüment Kuran, 2 Kasım 2009 tarihinde vefat etmiştir.
Akademik yetişmem hususunda üzerimde çok hakkı bulunan hocamın vefat ettiğini haber aldığımda cenazesine yetişmekten ve mezarının başında dua etmekten başka, ona karşı yapabileceğim artık hiçbir şeyin kalmadığını acı duyarak fark ettim. Mezarının başında iken beni en çok etkileyen Ercüment hocanın bedeniyle birlikte, sahip olduğu entelektüel birikimin ve ilim adamı vasıflarının da toprağa gömülmesi idi. Zira bu örnek özelliklerinden dolayı, Ercüment hocanın sessiz sedasız çekip gitmesi yani vefatı hem Hacettepe Tarih Bölümünü açarak orada ve onun yanında yetişen akademik kadro için hem Türk Tarihçiliği hem de ilim alemi için büyük bir kayıptı. Allahın rahmeti üzerine olsun.