Çanakkale Savaşlarında Okullar ve Öğrenciler

Mart 2015 - Yıl 104 - Sayı 331

         

        Özet

         

        Çanakkale Savaşlarında ortaya çıkan askeri gereksinimler henüz askerlik çağına gelmemiş insanların askere alınmasına yol açmıştır. Lise ve üniversite öğrencileri de silahaltına alınmışlar; gönüllü, öğrenci ve darülfünun taburları adıyla çeşitli cephelerde savaşmışlardır. Okullarda eğitimi devam eden çok sayıda lise ve medrese öğrencisi eğitimlerini yarıda bırakarak, vaktinden önce silahaltına alınmıştır. Nüfusun genç ve eğitimli bölümünün önemli sayılacak bir kısmının bu savaşta yitirilmesi ekonomik ve sosyal açıdan birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Tüm kayıplarına rağmen, Çanakkale Savaşlarının bıraktığı tarihi miras, unutulan millî bilincin doğmasına, Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehasını ortaya çıkarmıştır. Çanakkale’de kazanılan özgüven, Türk milletine Millî Mücadele’ye başlama cesareti vermiş, Cumhuriyet’in önsözü olmuştur.

        Giriş

        
Çanakkale Savaşları, gerek Türk tarihi ve gerekse dünya tarihi açısında son derece önemli etkiler bırakmıştır. Savaşa katılan ülkelerin sosyal, ekonomik, askeri, politik ve kültürel yapılarını derinden etkilemiştir. İtilaf Devletlerinin başarısızlığı ile sonuçlanan Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı’nın seyrini değiştirmiş, savaş uzamış, daha geniş bir alana yayılmış ve yeni cepheler açılmıştır. Rusya’da sosyal ve ekonomik sıkıntılar artmış ve bu durum, 1917 Bolşevik İhtilali’nin gerçekleşmesinde etkili olmuştur. İngiltere’de ise hükümet değişikliğine yol açmıştır. Taraflar binlerce kayıp vermişler ve aynı zamanda milyonlarca sivil bu gelişmelerden direkt olarak etkilenmiştir.1

        
Çanakkale Savaşları, Türkler için millet olma, vatan kurtarma, emperyalizmi yenme, geniş bir tarihi miras ile büyük bir askeri zafer kazanmanın yolunu açmıştır. Çanakkale Muharebeleri ve sonunda kazanılan zafer, Balkan Savaşı felaketi ile başlayan uyanışı, dirilişe dönüştürmüş, Türkiye’nin kaderi büyük ölçüde bu savaşlarla çizilmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehasının ortaya çıkmasına ve Millî Mücadele ruhunun doğmasına yol açmıştır.2

        
Çanakkale Savaşlarının askerî ve siyasi kırılmalarının yanı sıra savaşın sosyal ve ekonomik boyutları, gündelik hayata yansımaları, sağlık, eğitim ve öğretim faaliyetleri üzerindeki etkileri de son derece yıkıcı olmuştur. Savaş döneminde, gençler cephede savaştığı için tarlalar ekilip biçilememiş, üretim azalmış, tarıma dayanan Osmanlı ekonomisi âdeta çökmüştür. Savaş yıllarında yaklaşık üç milyon çalışma yaşındaki nüfus askere alınmış, işgücü eksikliği nedeniyle tarım sektörünün her alanında üretim hızla düşmüş, ithalat yapılmadığı için önce kentlerde sonra ülkenin her yanında mal kıtlıkları baş göstermiştir.3

        
Çanakkale Cephesine Katılan Okullar ve Öğrenciler

        

        Birinci Dünya Savaşı öncesinde yaşanan Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Çanakkale Savaşlarının ağır şartları, İstanbul ve Anadolu’daki medreseler, liseler ve Darülfünun gibi okulların neredeyse tamamının düzenli bir eğitim ve öğretim hayatı sürmelerini engellemiştir. Öğrencilerin çoğunun askere gitmesi nedeniyle, okulların çoğu boşalmış ve hastane, karargâh gibi çeşitli hizmetlerde kullanılmıştır. Ayrıca okulların büyük bir kısmında öğretmen ve öğrenci yokluğundan eğitim-öğretime ara verilmek zorunda kalınmıştır. Seferberlik yıllarında, askerlik çağındaki bütün gençler gibi üniversite öğrencileri de silahaltına alınmış ve gönüllü öğrenci veya darülfünun taburları adıyla çeşitli cephelerde çarpışmışlardır.4

        
Osmanlı Devleti ile Almanya’nın imzaladığı ittifak antlaşmasının hemen ertesi günü 3 Ağustos 1914 tarihinde seferberlik ilân edilmiştir. I. Dünya Savaşı’nda 1891-1893 (1307-1309) doğumlular silahaltında bulunmaktadır. Seferberlik kararıyla 1875-1890 doğumlular da askerlik hizmetine çağrılmış, 20 yaşından 45 yaşına kadar olan herkes silahaltına alınmaya başlanmıştır. Seferberliğin ilanı ile birliklerin subay kadroları, Harp Okulu’ndan yetişen muvazzaf subaylar, yedek subay eğitim merkezlerinde yetişen yedek subaylar ve emekli subaylar silahaltına alınarak subay ihtiyacı sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca Harp Okulu’nda okuyan 1. ve 2. sınıf öğrencileri mezun edilerek, 1. Sınıf öğrencileri asteğmen 2. sınıf öğrencileri teğmen, okula yeni başlayanlar da subay namzedi olarak kıtalara sevk edilmiştir. Harp Okulu, 1914 Ağustos’unda öğrenimine ara vermiş; Eylül 1915’ten itibaren askeri lise öğrencileriyle sivil lise öğrencileri de sınavla subay talimgâhına alınıp bir yıl eğitimin ardından subay namzedi olarak birliklere gönderilmiştir. Askeri liselerden gelen öğrenci yetersiz kalınca vücutça yetişkin olan birinci ve ikinci sınıf öğrencileri de Harp Okulu’na alınmıştır. Bu kaynakların dışında subay ihtiyacını karşılamak için cephelerde başarılı olan astsubaylar da subay olarak yetiştirilmek üzere talimgâhlara gönderilmiştir. Asker ihtiyacını temin etmek için oluşturulan 13 adet kolordu bölgesindeki asker alma şubeleri, erler toplayıp altı haftalık bir eğitimin ardından ihtiyaç olan birliklere gönüllülerle birlikte sevk etmişlerdir.5

        
Askerlik çağındaki diğer gençler gibi üniversite öğrencileri de silahaltına alınmışlar ve gönüllü, öğrenci ve darülfünun taburları adıyla çeşitli cephelerde savaşmışlardır. Ancak, sadece üniversitede okuyan gençler silahaltına alınmamış, her geçen gün artan asker ihtiyacının karşılanması için zamanla, okullarda eğitimi devam eden çok sayıda lise ve medrese öğrencisi de eğitimlerini yarıda bırakarak, vaktinden önce silahaltına alınmaya başlanmıştır.6

        
Birinci Dünya Savaşı’nda ve Çanakkale Savaşlarında insan kaybı o kadar artmıştır ki, asker ihtiyacının karşılanabilmesi için daha zamanı gelmemiş celp dönemleri silahaltına alınmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda, öncelikle celbi yapılacak olan 1896 (1312) doğumluların ilk muayenelerinin ardından bir yıllık bekleme süresi kısaltılmıştır. Ardından 1897 (1313) doğumluların ilk muayeneleri, normalde 1332 yılı Mart ayında olması gerekirken, bu süre de iki ay öncesine çekilmiş ve bunların da bekleme süreleri kısaltılmıştır. Böylece, altı ay gibi kısa bir süre içerisinde iki celp dönemi silahaltına alınmıştır. Bu durum, binlerce lise ve dengi okul öğrencilerinin eğitimlerini bırakarak, vaktinden önce silahaltına alınmalarına neden olmuştur.7

        
1914 yılında çıkartılan “Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-ı Muvakkati” (Geçici Askeri Mükellefiyet Kanunu)’ne göre askerlikten muaf veya tecilli tutulan Sultani ve İdadi öğrencilerinin artan asker ihtiyacı sebebiyle zamanla silahaltına alınma mecburiyeti doğmuştur. Bu durumda Sultan V. Mehmed Reşat, 27 Mayıs 1915 (R. 14 Mayıs 1331) tarihinde bir irade yayımlamış, böylece Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu’nda değişiklik yapılarak, lise öğrencileri de askere çağırılmıştır.8 Sultan Reşat’ın iradesinden sonra Harbiye Nezareti tarafından 16 Teşrinievvel 1916 (3 Teşrinievvel 1332) tarihinde bir tebliğ yayımlanmış ve böylece, 1898 (1314) ve 1899 (1315) doğumluların da askere alınmasına karar verilmiştir.9

        
Karar’da özellikle fiziki yapıları müsait, silah kullanmaya yetenekli olan lise öğrencilerinin de kıtalara teslim olmaları istenmiş ve bunlar, kısa bir eğitimden sonra cepheye gönderilmişlerdir. Genç ve okul çağındaki nüfusun askere alınmasına ilişkin kanun çıkarılması ile milletin geleceğini tesis edecek olan öğrenciler ve gençler, okullarını ve derslerini bir kenara bırakarak vatan müdafaasına koşmuş, birçok lisenin öğrenci sayısı oldukça azalmış, hatta eğitime ara verilmek zorunda kalınmıştır.10

        
Osmanlı’da ilk tıp fakültesi olan “Darü’l-fünun-ı Osmani”nin öğrencileri, I. Dünya Savaşı boyunca değişik cephelerde ordu hizmetinde bulunmuş ve hatta bazıları cephelerde şehit düşmüştür. Öğretim üyeleri ve öğrencilerin askeri birliklere dağıtılması yüzünden 1915’de fakülte bir süre kapalı kalmış ve okul yaralılar hastanesi olarak kullanılmıştır. Okul bir yıl aradan sonra 4 Mart 1916 yılında yeniden açılmıştır. Büyük bir hekim açığı ortaya çıktığı için okula, lise ve idadi mezuniyeti aranmaksızın öğrenci alınıp kaybedilen zamanın telafisi için derslere bütün yıl devam edilmeye karar verilmiştir. Birinci sınıf öğrencileri fizik, kimya, botanik, dersleri liselerde okutulduğu için üç ay sonra sınava alınmış, ardından da 6 aylık bir eğitim ve bir aylık tatilin ardından haziran ayında eğitime devam edilmiş, kasım ayında ikinci sınıf olmak üzere bir yılda iki sınıf bitirilmiştir. 1915 yılında mezun olamayan son sınıf da mezun edilmiştir.11

        
I. Dünya ve Çanakkale Savaşı’nda, İstanbul ve Anadolu’daki medreselerin çoğu kapanmış, çok sayıda öğrenci askere alınmıştır. Ekim 1914’te “Darü’l-Hilafeti’l-Aliye Medresesi” adıyla birleştirilen İstanbul medreselerine, 1914-1915’de 2.880 öğrenci kaydedilmiş ancak aynı yıl başlayan I. Dünya Savaşı nedeniyle pek çok öğrenci Çanakkale ve diğer cephelere gönderilmiştir. Bu yüzden sonraki öğretim yılında, ancak 1.354 öğrenci okuma imkânı bulabilmiştir.Aralık 1912’de açılan “Medresetü’l-Vaizin” 150’den fazla öğrenci kaydetmesine karşın; I. Dünya Savaşı dolayısıyla askere alınmaları yüzünden öğrencilerin çoğu okulu bitirememiştir. Çünkü gidenlerin ekseriyeti şehit ve gazi olmuştur. 19’u bulan taşra medreselerinde ise, 1916-1917’de 1.680 öğrenci eğitim görürken, sene sonunda bu rakam 1.552’ye düşmüş ve yaklaşık 600 öğrenci askerlik nedeniyle medreseden ayrılmıştır. Savaşlardaki ağır kayıplar neticesinde durum öyle vahimleşmiştir ki, köylerde mevtalarıngasl, tekfin ve defin işlemlerini yapacak hoca, bulunamaz olmuştur.12

        
Yükseköğrenim ve medreseler yanında Çanakkale müdafaasına katılan sultani ve idadi, yani lise statüsünde eğitim kurumları da bulunmaktadır. Çanakkale Savaşları sırasında Mekteb-i Sultani yani Galatasaray Lisesi’nde eğitime ara verilmemiştir. Ancak bazı Galatasaraylı öğrenciler, gönüllü olarak askere yazılmışlardır. Mekteb-i Sultani öğrencileri, 1911’den 1917’ye kadar olan bir dönemde Trablusgarp ile Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nın üç yılında gönüllü olarak savaşlara katılmışlar ve fedakârca savaşmışlardır. Kayıtlara göre, 1912’de 60 mezun veren okuldan 1913’de 34, 1914’te 21, 1915’te 18, 1916’da 4, 1917’de 5 öğrenci, ancak mezun olabilmiştir. Çanakkale Savaşı’nda Galatasaray Lisesi’nin okul binası 1915 yılında bir süreliğine hastane hâline getirilmiştir. Okulun yatakhanesi öğrencilerin gönüllü olarak savaşa katılmalarından ötürü boş olduğu için Çanakkale Cephesi’nden Gülcemal ve Gülnihal adlı hastane vapurlarıyla yaralılar getirilip tedavi edilmiştir.13

         

        Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul Sultanisi yani İstanbul Lisesi öğrencilerinden 50-55 öğrenci de gönüllü olarak Çanakkale Cephesi’ne katılmış ve şehit düşmüştür. İstanbul Lisesi öğrencilerinin şehit düştüğü haberi okula ulaşınca, geride kalan öğrenciler ağabeylerinin anısına okulun kapılarını ve pervazlarını matem rengi siyaha boyamışlardır. Okul binası savaş döneminde bir süre revir haline getirilmiştir. Sarı Siyah renkler İstanbul Lisesinin sembol renkleri olarak kalmış, 1926 yılında kurulan İstanbul Spor, bu renkleri takım renkleri olarak benimsemiştir.14

        
Çanakkale Savaşı başladığında Vefa Lisesi’nin 1915-1916 eğitim dönemindeki öğrenci ve öğretmenleri, asker üniforması giyerek ve okulun bahçesinde toplanıp marşlar söyleyerek Şehzadebaşı’na çıkmışlardır. Meydanda toplanan İstanbullular, Vefalıları, alkışlar ve dualarla savaşa uğurlamışlardır. Vefa Lisesi, Çanakkale Savaşı’na katılan ve şehit düşen öğrencileri nedeniyle bu yıllarda mezun verememiştir. Ayrıca okulun Fransızca öğretmeni Ahmet Rıfkı Efendi de öğrencileri gibi savaşa gönüllü olarak katılmış, Çanakkale-Düztepe’deki siper savaşlarında 19 Aralık 1915 günü şehit olmuştur.15 İlk Darü’l-muallimin Okulu (Erkek Öğretmen Okulu) olarak açılan Çapa Öğretmen Okulu, öğrencileri ve hocaları ile birlikte Çanakkale Savaşı’na katılmış ve gidenlerin çoğu cephede şehit düşmüştür.16

         

        İstanbul’daki liselerin çoğunun Çanakkale’ye gitmeleri yanında Anadolu’daki liselerden de yoğun katılım olmuştur. 1916-1917’de Balıkesir Sultanisi (Lisesi), Çanakkale Savaşlarında 94 şehit vermiştir. Balıkesir Erkek Muallim Mektebi’nden de çok sayıda öğrenci savaşa dâhil olmuştur. Bu okul, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebilmiştir. Sivas Lisesi’nin tüm son sınıf öğrencilerinin Çanakkale Savaşı’na gönüllü olarak katılmaları nedeniyle okul, 1915’te mezun verememiştir. Yatılı okul olduğu için Sivas Lisesi’nde Amasya, Tokat, Yozgat, Erzincan Malatya ve Maraş gibi çevre illerden gelen öğrenciler de bulunmaktadır. Edirne Lisesi’nin öğretmen ve öğrencileri de savaşa katılmış ve hiçbiri geri dönememiştir. Kastamonu Abdurrahman Paşa Sultanisi ise, 1911’de 64 mezun verebilirken; 1916-1917’de başta Çanakkale hiç mezun verememiştir. Konya ve Trabzon Lisesi öğrencilerinin büyük bir kısmının Çanakkale Cephesi’ne gitmesi ve savaşta şehit düşüp geri dönememesi sebebiyle savaş yıllarında mezun verilememiştir. Dönemin önemli okullarından biri olan Karesi İdadisi ve Sultanisi de savaş nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kalan, öğrencilerinin çoğu Çanakkale Savaşı’na katılan ve çoğu şehit düşen eğitim kurumlarının başında yer almaktadır.17

        
Sonuç

        
Çanakkale Savaşlarında, 10 binden fazla öğretmen, öğrenci, hayatını kaybetmiştir. Savaşta kaybedilen bu kadar yetişmiş insan, daha sonraki dönemlerde Osmanlı Devleti ve genç Türkiye Cumhuriyeti’ni derinden etkilemiştir. Çanakkale Savaşlarında yaşanan kayıplar, Türk milletine çok pahalıya mal olmuş, en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde Türk milleti binlerce okumuş aydın evladını bu savaş sonucunda kaybetmiş, bunun acılarını ve olumsuzluklarını yıllarca üzerinden atamamıştır. Ülkenin beyin takımını oluşturan küçümsenmeyecek bir sayıya ulaşan bu kayıpların olumsuz etkileri, savaş sırasında olduğu kadar, bu savaşı izleyen Millî Mücadele döneminde de fazlasıyla hissedilmiştir.18

        
Çanakkale zaferiyle birlikte, özellikle eğitim hayatımıza etki eden çok ciddi kayıplar yaşanmıştır. Çanakkale Savaşları, Türk milletinin geleceği adına ağır kayıplara ve özellikle de eğitim-öğretim faaliyetleri üzerindeki olumsuz etkilere yol açmıştır. Çanakkale Savaşı’na gönüllü olarak katılan İstanbul, Galatasaray, Vefa, Bursa, Edirne, Kastamonu, Ankara, Kayseri, Sivas, Konya, İzmir, Bilecik, Bolu, Kütahya, Denizli, Trabzon, Çanakkale liselerinin öğrencilerinin de çoğu cepheden geri dönememiştir. Çanakkale Savaşlarında geleceğin Türkiye’sini inşa edecek eğitimli bir gençlik yok olmuştur.
İstanbul’un ve Anadolu’nun dört bir tarafında eğitimine devam eden lise, üniversite ve medrese talebeleri, öğretmenleri ve bu okullardan mezun olan çeşitli mesleklere mensup yetişmiş, nitelikli insanların çoğu gönüllü olarak cepheye koşmuş ve hiç tereddüt etmeden, gençliklerini ve ideallerini feda etmişlerdir. Bu savaşlarda yaşanan nitelikli insan kaybı, sonraki dönemlerde ciddi bir şekilde kendini hissettirmiştir.19

        
Çanakkale Savaşları sonucunda büyük fedakârlıklarla kazanılan zafer,kısa bir süre sonra başlayacak bağımsızlık savaşını idare edecek lider ile ekibinin hazırlanmasını sağlamıştır. Çanakkale Savaşlarındaoluşan öz güven, Millî Mücadele ruhunun doğmasını ve kazanılmasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlamıştır.

         

        1 Çanakkale Cephesinde Türkler, 300.000’i aşkın kuvvet sevk etmiş; şehit, gazi, kayıp, esir ve hastalıklardan dolayı verilen zayiat toplamı 213.187 kişiyi bulmuştur. 57.000’i aşkın Türk ve 80.000 kadar da yabancı asker siperlerde göğüs göğüse çarpışarak can vermiştir. İtilaf Devletleri ise, İngiliz ve Fransızlar muharebe alanına, 410.000’i İngiliz, 79.000’i Fransız olmak üzere yarım milyona yakın insan göndermiştir. Bu kuvvetlerden İngilizler 205.000 ölü, esir ve kayıp 115.000 vermiş, 90.000 hasta memleketlerine göndermiş, Fransızlar ise 47.000 kişi zayiat vermiştir. Bkz. Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi 04 Haziran 1915-09 Ocak 1916,Cilt: V, III. Kitap,Genelkurmay Personel Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara 2012, s. 517-518.
2 Mehmet Yetişgin, “Çanakkale Savaşlarının Türk ve Dünya Tarihindeki Önemi”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s. 207-215.
3 Erdinç Tokgöz, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi 1914-2004, İmaj Yayınevi, Ankara 2004, s.7.
4 Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Cilt: 3-4, Eser Matbaası, İstanbul 1977, s.1404-1405.
5 Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi 04 Haziran 1915-09 Ocak 1916,s. 495.
6 Veysi Akın, “Çanakkale Savaşında 11. Piyade Tümeni ve Denizlili Şehitler”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s. 255-265.
7 Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi 04 Haziran 1915-09 Ocak 1916, s. 495.
8 http://www.duryolcu.com Erişim tarihi 14.02.2015.
9 1315 doğumlularında askere alınması Tokat yöresinde ‘Hey On Beşli’ adıyla bilinen bir türküye konu olacaktır. Bkz. İbrahim Güran Yumuşak, “Çanakkale Savaşları’nda Yitirilen Beşeri Sermaye”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s.101-112.
10 İsmail Çolak, Mahşerin İrfan Ordusu-Okuldan Çanakkale’ye, Nesil Yayınları, İstanbul 2008, s. 58.
11 Fatma Özlen, “Çanakkale’de Tıbbıyeli Şehitler, http://www.gallipoli-1915.org Erişim Tarihi:14.02.2015.
12 Çolak, a.g.e., s. 41-43.
13 Vahdettin Engin, Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği Yayınları, İstanbul 2003, s. 231-242.
14 Lale Uçan, “İstanbul Erkek Lisesi,” Popüler Tarih Dergisi, Şubat 2005, s. 54-57.
15 Mehmet Akif Bal, “Çanakkale’den Dönmeyen Liseliler”, s.1-5, http://mebk12.meb.gov.tr/Erişim Tarihi: 14.02.2015.
16 Çolak, a.g.e., s. 35-36.
17 Cemile Şahin, “Çanakkale Savaşları’nın Eğitim ve Öğretim Üzerindeki Etkisi: Karesi İdâdîsi ve Sultânîsi Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Ağustos 2012, Sayı: 26, s. 7-20; Çolak, a.g.e., s. 37-39.
18 Hasan Mert, “Çanakkale Savaşlarının askeri, Siyasi ve Sosyal Sonuçları”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt: 13, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 369; Zekeriya Kurşun, “Çanakkale Muharebeleri”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt: 8, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 208.
19 Şahin, a.g.m.,s. 19.
Kaynakça
Akın, Veysi, “Çanakkale Savaşında 11. Piyade Tümeni ve Denizlili Şehitler”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s. 255-265.
Bal, Mehmet Akif, “Çanakkale’den Dönmeyen Liseliler”, s.1-5, http://mebk12.meb.gov.tr/Erişim Tarihi: 14.02.2015.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi 04 Haziran 1915-09 Ocak 1916,Cilt: V, III. Kitap,Genelkurmay Personel Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara 2012.
Çolak, İsmail,Mahşerin İrfan Ordusu-Okuldan Çanakkale’ye, Nesil Yayınları, İstanbul 2008.
Engin, Vahdettin, Mekteb-i Sultani, Galatasaraylılar Derneği Yayınları, İstanbul 2003.
Ergin, Osman, Türk Maarif Tarihi, Cilt: 3-4, Eser Matbaası, İstanbul 1977.
http://www.duryolcu.com Erişim tarihi 14.02.2015.
Mert, Hasan, “Çanakkale Savaşlarının askeri, Siyasi ve Sosyal Sonuçları”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt: 13, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 369; Zekeriya Kurşun, “Çanakkale Muharebeleri”, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt: 8, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 208.
Özlen, Fatma, “Çanakkale’de Tıbbıyeli Şehitler, http://www.gallipoli-1915.org Erişim Tarihi:14.02.2015.
Şahin, Cemile, “Çanakkale Savaşları’nın Eğitim ve Öğretim Üzerindeki Etkisi: Karesi İdâdîsi ve Sultânîsi Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Ağustos 2012, Sayı: 26, s. 7-20.
Tokgöz, Erdinç, Türkiye’nin İktisadi Gelişme Tarihi 1914-2004, İmaj Yayınevi, Ankara 2004.
Uçan, Lale, “İstanbul Erkek Lisesi,” Popüler Tarih Dergisi, Şubat 2005, s. 54-57.
Yetişgin, Mehmet, “Çanakkale Savaşlarının Türk Ve Dünya Tarihindeki Önemi”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s. 207-215.
Yumuşak, İbrahim Güran, “Çanakkale Savaşlarında Yitirilen Beşeri Sermaye”,Çanakkale Savaşı ve Tarihi I,İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul 2007, s.101-112.


Türk Yurdu Mart 2015
Türk Yurdu Mart 2015
Mart 2015 - Yıl 104 - Sayı 331

Basılı: 10 TL

E-Dergi: Ücretsiz

Sayının Makaleleri İncele