- Destandan Romana Bir Geçiş: Hayrettin İvgin’in Manas’ı
- Gürcistan Borçalılı Âşık Hüseyin Saraçlı’nın Doğumunun 100. Yılı Dolayısıyla “Saz Emaneti, Yurt Emaneti!”
- Türk Macar İlişkileri Araştırmaları Denilince
- “Mecnun’um Leyla’mı Gördüm” Türküsünün Sözleri Hangi Halk Şairine Aittir?
- Âşık Tarzı Destan GeleneğindeYeni Bir Dal: Sözlük Destanlar
Türk halk edebiyatının âşık tarzı destanları üzerinde çalışan bilim adamları, bu tür destanları konularına göre sınıflandırırken bundan böyle, bir destan dalını daha dikkate almak zorunda kalacaklar. “Sözlük Destanlar”ı sınıflandırmalarına mutlaka dâhil edecekler. Bu işi ilk önce âşık tarzı destanları en derin ve geniş biçimde sınıflandıran Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu yapacaktır.[1]
Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Doğan Kaya, 2010 yılında 2. baskısı yapılan Ansiklopedik Türk Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü[2] adlı dev çalışmasında yeni terimleri, türleri halk edebiyatımıza kazandırmıştır. “Sözlük Destanlar” terimi de ona aittir. Kaya, önce bu destanlara “Kelimeler Destanı” terimini yakıştırmış, Kayseri’de 7-9 Ekim 2010 tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Türk Dilinin ve Edebiyatının Yayılma Alanları Bilgi Şöleni’nde sunduğu “Âşık Edebiyatında Kelimeler Destanı” başlıklı bildirisiyle bilim çevrelerine ulaştığı bilgileri aktarmıştı. 2011 yılında yayımladığı Sözlük Destanlar kitabının[3] “Ön Söz”ünde açıkladığına göre,[4] kullandığı terimin muhtevaya pek uymadığını görmüş ve “sözlük destan” teriminde karar kıldığını belirtmiştir.
On yıldan bu yana topladığı halk edebiyatı örnekleri içinde sözlük destanların sayısı 27’yi bulunca, konuyu bir kitap bütünlüğünde ele alıp yarattığı terimin uygunluğunu, meslektaşlarının onayına sunmaya karar vermiştir.
“Sözlük Destan” terimiyle Dr. Kaya, hangi âşık tarzı destanları incelemektedir? Bu tür destanlarda âşık/halk şairi veya âşık tarzı şiir yazan çağdaş şair, halk arasında anlamı iyi bilinmeyen kelimeleri ve bu kelimelerin anlamlarını, yaygın karşılıklarını vererek şiirini oluşturur. Genellikle memleket hasreti, gurbet acısıyla söylenmişlerdir. Memlekette kullanılan dil; yiyecek, içecek, bitki, giysi, ev eşyalarının adları anılarak özlem giderilmeye çalışılır. Kaya’nın tespitine göre, bu tür destanların ilk örnekleri XX. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Çünkü bu yüzyılda köylerden şehirlere büyük göçler olmuştur. Köyünden-ilçesinden-ilinden büyük şehirlere göç eden ailelerin, eski hayatlarıyla ilgili anılarını, özlemlerini dile getirmek halk şairlerine veya âşık tarzı şiir yazan çağdaş şairlere düşmüştür. Yine Dr. Kaya’ya göre, sözlük destanların ilk örneklerini Şemsi Yastıman ve Hayati Vasfi Taşyürek vermiştir.[5] Hiç şüphesiz, sözlük destan örneği Dr. Kaya’nın kitabındakilerden çok fazladır. O, sadece belirlediklerini bir an önce değerlendirmek istemiş. Konuyu kimseye bırakmadan, Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü’nün tavsiyesine uyarak ilk önce bildirisini sunmuş, sonra da genişleterek kitabını yayımlamıştır. Bu konu, artık onundur. Kitabın yeni baskılarında, destan örneklerinin çoğaldığını hep birlikte göreceğiz.
Dr. Kaya’nın kitabında hoşumuza giden bir bilgi daha var. Sivas halk kültürünün son elli yıldaki dört önemli halk bilimi araştırmacısı İbrahim Aslanoğlu, Dr. Kaya, Müjgan Üçer ve Kutlu Özen’dir desek kimse itiraz etmeyecektir. M. Sabri Koz da Sivaslı çok değerli bir halk bilimi araştırmacısıdır. Ancak, Türkiye’nin genelini kapsayan araştırmalarıyla tanınmıştır. Dr. Kaya, kitabını bir süredir rahatsız olan, evinden nadiren çıkabilen dostu Kutlu Özen’e ithaf etmiş: “Kişiliği ve eserleriyle gönüllere taht kuran Sivas’ın yetiştirdiği değerli halk bilimci Kutlu Özen’e vefa duygularıyla…” ifadesiyle.
Kitapta, Ön Söz (s. 5-6) ve Destanlar Hakkında (s.7-17) başlıklı giriş yazılarından sonra sırasıyla Aslan Tektaş, Aydil Erol, Celil Çınkır, Coşkun Gündüz, Durmuş Yığman, Durmuş Yurt, Faki Edeer, Fikret Dikmen, Halil Topçu, Hamit Bölücek, Hanifi Söztutan, İmamî, Kadimî, M. Necati Güneş, Mehmet Güneş, Mustafa Ayvalı, Mustafa Coşkun Kale, Mustafa Kayalı, Necat Bayraktar, Osman Sarıyıldız, Sait Tağma, Sırrı Arpaç, Şahin Yılmaz, Şemsi Yastıman, Ünsal Kıraç, Hayati Vasfi Taşyürek ‘in şiirleri sıralanmış. Taşyürek’in iki şiiri yer almış. Kitabın sonunda, şiirlerde geçen mahallî kelime ve deyimlerin açıklamalarını içeren bir sözlük bulunuyor. Sözlükte dikkati çeken husus, her söz varlığı kullanan şairin ve yöresinin gösterilmiş olması. Dr. Kaya, bu derece ayrıntıya önem veren bir araştırmacı.
“Sözlük destan” terimi, halk edebiyatımıza yerleşecektir. Kesinlikle eminim. Ben olsam; şairname, yaşname, elifname örneğinden hareketle lügatname veya ağızname derdim. Yeni nesillere hitap ettiği için “Sözlük Destan” terimi de güzel.
“Sözlük destan” teriminin daha iyi anlaşılabilmesi için kitaptan seçtiğimiz on kadar şaire ait birer dörtlüğü örnek olarak sunuyoruz.
Andırın Lügatçesi’nden
Kalın yufka bazlama, tatlı şire
Kuru incir belcene, tahıl zehre
Kumanya azzık, hayvan yemi zuvara
Hiç olmamış karpuza calak derler bizde
Celil Çınkır
Yozgatça’dan
Patatese gumpür, havuç purçüklü
Tencere guşene, ite küçüklü
Başkası yataklı, bizler döşekli
Yozgat’ta mendile yığlık diyorlar
Coşkun Gündüz
Derler Bizde’den
Ameleye ırgat, yokuşa bayır
Çok bilmişe eke, kolaya gayır
Bıkkınlığa ateh, sevaba hayır
Üzüm reçeline teh derler bizde
Hayati Vasfi Taşyürek-Afşin
Derler Bizde’den
Bacaya puhari, mısıra darı
Genç kadına taze, yaşlıya karı
Tavuklar tünerken seçerler tarı
Yüzdeki bene de hal derler bizde
Durmuş Yurt-Yıldızeli
Şivemiz’den
Eli bola selek, mandaya camız
Şakaklara duluk, omuza yamız
Pek deliye ayar, pek yavaşa uz
Dana damlarına küm derler bizde
Fakı Edeer-Emirdağ
Eski Sözlerim’den
Bayahtan, irelüün önceki zaman
Malama harmanda savrulan saman
Kilota paçalık, şalvara tuman
Hani nerde benim eski sözlerim
Halil Topçu-Zara
Benim Sözlerim’den
Gün çavarken seni bekler dururum
İvediyle her gelene sorarım
Salığını, kıbalını veririm
Saymakla biter mi benim sözlerim
Hamit Bölücek-Gürün
Derler Bizde’den
Çitin adı çeper, oğlak da gıdik
Taya kurik derler, köpeğe gudik
Fasulyeye lobiya, bulgura hedik
Mantıya da hıngal derler bizde
Hanifi Söztutan-Sarıkamış
Bizim Burada’dan
Yele kavara kart kıza galık
Sofaya ara, avurda duluk
Otlağa mera, hindiye culuk
Deniyor hâlâ bizim burada
Kadimî-Hekimhan
Memleket Hasreti’nden
Söğürmelik bir et çıkarsa satırdan
Höşmerim, çullama gitmez hatırdan
Kuşlukleyin hedik gelse tandırdan
Çölmeğin içine girmek istiyom
Şemsi Yastıman-Kırşehir
Dr. Kaya’nın Sözlük Destanlar kitabının ikinci, üçüncü baskılarında her ilden örnekler bulunacağına inanıyorum. Kastamonu’yla ilgili olanları ben vereceğim.
Geçirdiği açık kalp ameliyatından sonra, eski temposu birazcık düşecek olsa da Dr. Kaya yine yazmayı, kitap yayımlamayı sürdürecektir. Dilerim kalemi elinden hiç düşmesin, bilgisayar tıkları kulağından hiç eksilmesin. Soruyorum sırada neler var? 38. kitabın adı belli mi?
[1] Çobanoğlu, Özkul (2000), Âşık Tarzı Kültür Geleneği ve Destan Türü, Ankara, s. 56-89, Akçağ Yay.
[2] Kaya, Doğan (2010), Ansiklopedik Türk Halk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Ankara, 838 s., Akçağ Yay.
[3] Kaya, Doğan (2011), Sözlük Destanlar, Sivas, 158 s., Vilayet Yayınevi Yay.
[4] Kaya, Sözlük …… , s. 5.
[5] Kaya, Sözlük …… , s. 14.