- Oryantalizmin Karşıtını Kurmak (Düşmanı Düşmanın Silahıyla Vurmak)
- Söylem ve Eylem Zorunlu Değişim, Özün Kalıcılığı ve Milliyetçi Düşüncenin Tekâmülü
- “Hep Birlikte Türk Milletiyiz” Sloganı veya Hareketsizliğe Direnç
- Ruh Adam Romanındaki Uygur Masalını Çözümleme Denemesi
- Felsefeden Psikolojiye Milliyetçiliğin Meşruiyeti
Türk Ocakları 1912 yılından 1918 yılına kadarki süreçte hem milliyetçi uyanışın başını çekmiş hem de toplum kalkınmasında söylemin dışına taşarak sahaya inmiştir. Türk Ocakları’nın, kuruluşundaki ilk tökezleme buhranları sonrasında ve bilhassa Hamdullah Suphi başkanlığında “halk üniversitesi” diye anılması, rağbet görmesi boşuna değildir. Türkçülük hareketi doğası gereği halkçılıkla birlikte yürüdüğü için Türk Ocakları’nın toplum kalkınmasına katkıda bulunmak iradesi bir zorlamayla değil kendiliğinden teşekkül etmiştir. Türkçülük hareketi Batı’daki milliyetçilik rüzgârını veya mektebini rehber edinmiş olsa da esas itibarıyla Türklüğün değişmez özünü yeni bir hamleyle tekrardan keşfetmek, işlemek, yaymak ve güncellemek tutkusudur. Bu bir emel, bir ülkü...