Araf’ta Bir Kesik Baş Yahut Ortodoks Maksizm’in Kurbanlık İkonu: Mirseyit Sultan Galiyev
Belgesel bir roman kahramanını anlamanın belki de en zor yanı, kurmaca ile gerçekliğin kör dövüşüne hakemlik etmeye mecbur bırakılmamızdır. Roman, kahramanın karanlık kulisidir okuyucu için. Bir köşeye sinip saklanarak, sırtı size dönük kahramanın yüzünü, makyaj aynasına yansıyan suretinden izlemeye çalışırsınız gizli gizli. İçinizden bir ses “Git ve sırtına dokun; yüzleş onunla, gözlerinin içine bak, hadi tanış!” diye, sizi rahatsız eder durur. Gerçekte kimdir bu kişi? Kim? Hatıratlar, otobiyografiler, akademik incelemeler, bilimsel makaleler, röportajlar, bloglar, belgeseller, haberler derken romanda bir kovalamaca başlar gerçek ve kurmaca, okur ve kahraman arasında.
Muhammedi’nin belgesel romanı Sırat Köp...