- MUHAFAZAKÂR MİLLİYETÇİLİK VE PROBLEMLERİ
- Türk Milliyetçiliğine Karşı Mesafeli Duranlar Batı Kapısında Bir Türlü Bitmeyen Bu Çıraklık Devresini Tamamlayamayanlardır
- BOSNA
- İL GİDER TÖRE KALIR, TÖREM GİDERSE NEYİM KALIR
- Yorumlayıcı Anlama İle Nedensel Açıklamanın Sınırlarında Ufkumuza Düşen Bir Aydınlık: SABRİ F. ÜLGENER
“Kendü mikdârın bilen
Bildi kendü hâlin”
Yunus Emre
“Kişi kendin bilmek gibi irfan olmaz!”
Türk Atasözü
Kendiliğini ya da ondan bir parçayı, bir kesiti fark etmişti veya öyle zannediyordu. İyi de bu fikre nereden kapılmıştı. Kendilik denilen şey de neydi? Bir an bunu düşündü. Dışarıda yarı güneş yarı yağmurlu bir hava vardı ve okul dönüşü çocuklarının çığlıkları duyuluyordu. Arada bir yoldan geçen arabaların çaldığı klakson sesleri geliyordu kulaklarına. Tekrar aklına takılan o düşüncelere daldı. Neydi o kendilik denen şey? Bir kurgu mu yoksa sahici bir olma, oluş ya da varoluşunun bir kesitini fark etme, kendini bilme hâli miydi bu? Bunların hiçbirine dair kesin, açık bir fikri yoktu....